Sevgili dostlar, tekrardan merhabalar. Çok uzun bir süredir, inşaat sektöründe alarm zillerinin çaldığını görüyor, duyuyor ve biliyoruz. Devletimiz, inşaat sektörünü biraz da olsa toparlamak ve yeniden canlandırmak adına kredi faizlerini düşürmek gibi birtakım adımlar attı. Fakat benim sorum başka.
Bu ülkede, bir tek inşaat sektörü mü var sevgili arkadaşlar? Ülkemiz giderek üretim konusunda zayıflarken, bizim gündemimiz neden hep inşaat sektörü? Bu ülkede tarım adı altında bir sektör ya da hizmet adı altında bir sektör veya halk arasında al-sat yapan başka sektörler yok mu? Elbette var ama bizim varımız yoğumuz inşaat sektörü.
Aman batmasın, aman biraz da olsa canlansın diyerek öyle bir gündem yaptık ki bu inşaat sektörünü. Mesela bu inşaat sektörü gündemini hazırlayan arkadaşların çıkardığı gürültünün %10’u Avrupa Birliği konusunda çıkartılsaydı, şu an yeniden AB konusunu konuşuyor olurduk. Google aramalarında İnşaat Sektörü kalıbı günde 63 kez aranırken, üretim sektörü kelime kalıbı ise günde 12 kez aranıyor.
Bu arada kral çıplak da diyebilmek önemli bir mesele. TÜİK’in 25 Kasım 2019 tarihinde yayınladığı Sektörel Güven Endeksi’ne göre, inşaat sektörüne olan güven bir önceki ayda 65,1 iken, Kasım ayında %1,9 oranında azalarak 63,9 oldu. Yani, yanisi şu: O kadar konuştuk, gündem yaptık, çene patlattık elimizden gelen her şeyi yaptık ama yine de düşüş kaçınılmaz oldu. Bu arada bahsi geçen güven endeksi ile ilgili bir bilgi daha vereyim, en çok güvenilen sektör sıralaması şöyle : Perakende Ticaret , hizmet ve en sonuncusu da göz bebeğimiz inşaat sektörü…
Hemen gelelim bir başka veriye bakalım. Hani o kimsesiz çocuk sanayi yani üretim sektörü var ya, ona bir göz atalım. TÜİK 14 Kasım 2019’da açıklıyor veriyi : Sanayi üretimi bir önceki yılın ( 2018 ) aynı dönemine göre %0,4 azaldı. Açık bir şekilde genç bir sanayici olarak söyleyeyim :Bu gidişata göre iyi bile dayandık. Sanayicinin lobisi olmaz, biz akıllı adamlarız. Nereden nasıl geldiğimizi bildiğimiz için ayağımızı yorganımıza göre uzatır, temkinli davranırız.
Acaba benim gibi artık bu gösterişli ama balon olan inşaat sektörü gündemine isyan eden var mıdır diye şöyle bir taradım interneti. Varmış. İstanbul Sanayi Odası Başkanı sayın Erdal Bahçıvan 21 Ekim 2019 tarihinde benim düşüncelerime paralel sözler sarf etmiş. Bakın ne demiş Bahçıvan ? “İnşaattan beslenen bir yüzde 6 – 7 yerine kaliteli, nitelikli bir imalat sanayiinden beslenen bir yüzde 2 – 2,5’luk büyümeyi tercih ederim” . Ağzına sağlık başkan.
Fakat benim bu inşaat sektörü hakkındaki en beğendiğim tartışmayı size daha anlatmadım. Efendim Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) diye bir birlik var. Birliğin başkanı da Mithat Yenigün. Kendisi şöyle bir açıklama yapıyor:” Son bir senedeki hareketler insanları belirsizliğe götürdü. İnsanlar önünü göremiyor, dövizde mi kalayım, yüksek faiz mi alayım, gidip daire mi alayım? Daire alımları azaldı. Şu an konut stoku 800 bin ile 1 milyon arasındadır. Konutlar fon tarafından alınırsa sorun çözülmüş olacak. Fonu, Türkiye Emlak Katılım Bankası oluşturabilir. Bu alımlar olursa inanıyorum ki bu fon 2-3 yıl sonra daha çok para kazanacak. İnsanlar dairelerini alacaklar, hareket başlayınca işsizliğe de faydası olacak. Konut stoku müteahhitten fona geçmeli”
Az önce bahsettiğim açıklamadan bir şekilde bilgisi olan İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı sayın Adnan Dalgakıran’da cevabı veriyor: “ Bizim makine üreticilerine söyleyeyim bol bol üretip stoklasınlar, sonra fona satarız, nasıl fikir ama? Böyle vizyoner, çözüm üreten iş insanlarımız varken sırtımız yere gelmez”. Yazıyı toparlarken fark ettim; ne varsa sanayicide varmış.
Neyse çok uzatmadan sözün özünü yazalım, bu yazıyı da kapatalım istiyorum.
İnşaat sektörü, elbette yaptığı işler ile birçok alt sektöre de can veriyor. Fakat aynı cümleyi imalat yani üretim sektörü için de söyleyemez miyiz? Elbette söyleriz. Peki inşaat sektörü batmasın, yeniden canlansın diye bunca gürültü kopartılırken, neden üretim sektörüne de birazcık da olsa aynı şans verilmez? Ama pardon, unutmuşum. Biz özünde sadece beton dökmeyi seviyor, ama bu betonu döken makinayı yapmayı sevmiyoruz.
Bu yazım , Mersin İmece Gazetesi’nde 29 Kasım 2019 günü yayınlanmıştır.
Yazıyı kaynağından okumak için burayı tıklayabilirsiniz.
Bana ulaşmak için iletişim sekmesini kullanabilir veya yazıya yorum yapabilirsiniz.
1 Comment
[…] Geldik ekonomik istikrar kalkanının en absürt, en saçma ve en gereksiz maddesine. Devletimiz inşaat sektörü ölmesin diye evlere çıkabilecek kredi oranını yükseltiyor. Lütfen birisi devletime söylesin, insanlar korona virüs varken sadece canlarını düşünüyorlar! Ev alma konusu korona virüs sonrasında inanın halkımızın öncelikleri arasında bile değil! Ama hep söylerim, ne varsa bu inşaat lobisinde var! Bu arada benim okurum bilir, inşaat sektörü… […]